Kayıtlar

Mayıs, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Başkanvekili

Resim
Mehmet YILMAZ HSK BAŞKANVEKİLİ HSK İKİNCİ DAİRE BAŞKANI 1961 yılında Bolu İli, Gerede İlçesinde doğdu. 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Sırasıyla; 1987 yılında Amasya Hâkimliği, 1989 yılında Doğanhisar Hâkimliği, 1993 yılında Adalet Müfettişliği, 1998 yılında Adalet Başmüfettişliği görevlerinde bulundu. 2010-2014 yıllarında  Hâkimler Savcılar Kurulu Başmüfettişliği görevini yürüten Mehmet Yılmaz 12.10.2014 tarihinde Hâkimler Savcılar Kurulu Üyeliğine seçildi. Halen Hakimler ve Savcılar Kurulu 2. Daire Başkanı ve Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkan Vekili olarak görev yapmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.

HSYK NIN Genel Kurulun Oluşumu

Başkan Başkanvekili Üyeler Oluşumu ve Görevleri Genel Kurulun Oluşumu Genel Kurul 22 üyeden oluşmaktadır. Kurulun Başkanı Adalet Bakanı olup Müsteşar Kurulun tabii üyesidir. Kurul ayrıca ilk derece adli yargı hâkim ve savcılarının kendi aralarından seçtiği yedi, ilk derece idari yargı hâkim ve savcılarının kendi aralarından seçtiği üç, Yargıtay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından seçtiği üç, Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından seçtiği iki, Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından seçtiği bir ve Cumhurbaşkanının hukukçu öğretim üyeleri ve avukatlar arasından seçtiği dört üyeden oluşur. Genel Kurulun Görevleri >> Başkanvekilini ve daire başkanlarını seçmek.  >> Dairelerin kararlarına karşı yapılan itirazları inceleyip karara bağlamak. >> Daireler arasında çıkan görev ve işbölümü uyuşmazlıklarını kesin olarak karara bağlamak. >> Kurulun görevine giren, fakat Genel Kurul veya dairelerin görevleri a...

HSYK GENEL KURUL BAŞKANI

Resim
Bekir BOZDAĞ ADALET BAKANI HSK BAŞKANI 1 Nisan 1965'te Yozgat Akdağmadeni'nde doğdu. Babasının adı Mehmet Duran, annesinin adı Nuriye'dir. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dinler Tarihi Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans yaptı. Bir süre kamu görevinde bulunan Bekir Bozdağ daha sonra serbest avukat olarak çalıştı. 18 Nisan 1999 yerel yönetim seçimlerinde Akdağmadeni İlçe Belediye Başkan Adayı oldu. AK Parti'nin kurulmasıyla birlikte, Yozgat'ta AK Parti İl Teşkilatı'nın kurucuları arasında yer aldı ve kurucu il yönetiminde Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü. 22. Dönem'de Yozgat milletvekili ve Adalet Komisyonu üyesi olan Bekir Bozdağ, AK Parti Teşkilat Başkanlığı'na bağlı olarak değişik illerde İl Teşkilat Koordinatörlüğü ve 12. Bölge Teşkilat Koordinatörlüğü görevlerinde bulundu. 23. Dönem Yozgat Milletvekili ...

HAKİMLER SAVCILAR YÜKSEK KURULU GENEL GÖREVLERİ

Genel Kurulun Görevleri Şunlardır: >> Başkanvekilini ve daire başkanlarını seçmek.  >> Dairelerin kararlarına karşı yapılan itirazları inceleyip karara bağlamak. >> Daireler arasında çıkan görev ve işbölümü uyuşmazlıklarını kesin olarak karara bağlamak. >> Kurulun görevine giren, fakat Genel Kurul veya dairelerin görevleri arasında gösterilmeyen konularda karar merciini belirlemek. >> Kurul üyeleri hakkındaki suç soruşturması ile disiplin soruşturma ve kovuşturma işlemlerine ilişkin 6087 Sayılı Kanunla verilen görevleri yerine getirmek. >> Bakanlığın, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak. >> Yargıtay ve Danıştaya üye seçmek. >> Genel Sekreterin atanması için Başkana üç aday teklif etmek. >> Teftiş Kurulu Başkanını, Teftiş Kurulu başkan yardımcılarını, Kurul başmüfettişlerini, Kurul müfettişlerini ve Kurulda geçici veya sürekli olarak g...

HAKİMLER SAVCILAR YÜKSEK KURUMU

Misyonu Adil yargıyı tesis etmek üzere, hâkimler ve savcılarla ilgili işlemleri, hukukun üstünlüğü, mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile hâkimlik ve savcılık teminatı esaslarına göre yerine getirmektir. Vizyonu Adil, bağımsız, tarafsız, güvenilir ve etkin yargının teminatı. Hâkimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) yapısı 12 Eylül 2010 günü yapılan Anayasa referandumu ile değişmiş olup Kurulun teşkilat yapısı ve çalışma usul ve esaslarını düzenleyen 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu 11 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anayasa değişikliğinden önce ayrı bir bütçesi olmayan ve sekreterya hizmetleri Adalet Bakanlığı tarafından yerine getirilen HSK, yapılan değişikliklerle idari ve mali yönden bağımsız bir kurul olarak yeniden yapılandırılmıştır. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği ile HSK’nın; Geniş tabanlı temsil esasına dayalı olarak üye sayısı 7 den 22 ye çıkarılmış, Genel Kurul ve üç daire şeklinde çalışması benimsenmiş, K...

İnkılapçılık

İnkılapçılık “Vatan artık bayındır hale getirilmek istiyor, zenginlik ve refah istiyor. İlim ve bilgi, yüksek medeniyet, hür fikir ve hür zihniyet istiyor! Şeref, namus, bağımsızlık, öz varlık, vatanın bu isteklerini tam olarak ve hızla yerine getirmek için esaslı ve ciddi bir şekilde çalışma emreder” (1924) “İnkılabın hedefini kavramış olanlar daima onu koruyabilecek güçte olacaklardır.” (1925) “Gerçek inkılapçılar onlardır ki, yükselme ve yenilenme inkılabına yöneltmek istedikleri insanların ruh ve vicdanlarındaki gerçek eğilime ulaşmayı bilirler. Bu vesileyle şunu da açıklamalıyım ki Türk milletinin son yıllarda gösterdiği harikaların, yaptığı siyasal ve sosyal inkılapların gerçek sahibi kendisidir, sizsiniz. Milletimizde bu yetenek ve olgunluk var olmasaydı onu ortaya çıkarmaya hiçbir kuvvet yeterli olamazdı. Herhangi bir gelişme seviyesinde bulunan bir insan kitlesini, bulunduğu durumdan kaldırılıp damdan düşer gibi herhangi bir olgunluk derecesine ulaştırmanın imkânsı...

Laiklik

Laiklik “İslam dinini, asırlardan beri alışılageldiği veçhile bir siyaset vasıtası mevkiinden uzaklaştırmak ve yüceltmek gerekli olduğu gerçeğini görüyoruz. Kutsal ve ilahî inançlarımızı ve vicdani değerlerimizi, karanlık ve kararsız olan ve her türlü menfaat ve ihtiraslara görünüş sahnesi olan siyasiyattan ve siyasetin bütün kısımlarından bir an evvel ve kesin şekilde kurtarmak, milletin dünyevi ve uhrevi saadetinin emrettiği bir zarurettir.” (1924) “Türkiye Cumhuriyeti'nde, herkes Allah'a, istediği gibi ibadet eder. Hiç kimseye dinsel düşüncelerinden dolayı bir şey yapılamaz. Türk Cumhuriyeti'nin resmî dini yoktur. Türkiye'de, bir kimsenin düşüncesini zorla başkalarına kabul ettirmeye kalkışacak kimse yoktur ve buna izin verilemez.” (1930) “Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü demektir.” (1930) “Türk milleti, halk idaresi olan Cumhuriyet ile idare olunur bir devlettir. Türk devl...

Devletçilik

Devletçilik “Milletin kurduğu devletin ve hükûmet teşkilatının, vatandaşlara karşı yükümlü olduğu vazifeleri ve yetkileri vardır. Bu vazifelerin nitelikleri incelenirse, şöyle bir sıra yapılabilir: Memleket içinde, güvenliği ve adaleti sağlayarak ve devam ettirerek vatandaşların her çeşit hürriyetini güven altında bulundurmak. Dış siyaset ve diğer milletlerle olan ilişkileri iyi idare ederek ve her çeşit savunma kuvvetlerini, daima hazır tutarak milletin bağımsızlığını güven altında bulundurmak. Bu iki çeşit vazife, devletin en önemli vazifelerindendir. Denilebilir ki devlet kurulmasından amaç, bu iki vazifenin yapılmasını sağlamaktır. Çünkü bu vazifeler, vatandaşların kişi olarak yapamayacakları işlerdir. Hatta, vatandaşların bu vazifelerin bir bölümünü bile yapmaya çalışmaları uygun değildir. ” (1929) Cumhuriyetimiz henüz çok gençtir. Geçmişten kendine miras kalan bütün hayati çok önemli işler, zamanın gerektirdiklerini doyurucu derecede değildir. Siyasi ve fikrî hayatta ol...

Halkçılık

Halkçılık “Kurtulmak ve yaşamak için çalışan ve çalışmaya mecbur olan bir halkız. Bundan dolayı her birimizin hakkı vardır. Yetkisi vardır. Fakat çalışmak sayesinde bir hakkı kazanırız. Yoksa arka üstü yatmak ve hayatı çalışmaktan uzak geçirmek isteyen insanların bizim toplumumuz içinde yeri yoktur, hakkı yoktur. O hâlde halkçılık, toplum düzenini çalışmaya, hukuka dayandırmak isteyen bir toplum sistemimidir.” (1921) “Bizim hükûmet şeklimiz tam bir demokrat hükûmettir. Ve lisanımızda bu hükûmet, halk hükûmeti olarak ifade edilir.” (1922) “Bunu bir kelime ile ifade etmek lazım gelirse, diyebilirim ki, yeni Türkiye Devleti bir halk devletidir, halkın devletidir.” (1923) “Bizim milletimiz birbirinden çok farklı menfaatleri takip edecek ve bu itibarla birbiriyle mücadele hâlinde bulunagelen çeşitli sınıflara sahip değildir. Mevcut sınıflar, birbirlerine ihtiyaç duyan ve kendilerine ihtiyaç duyulan mahiyettedir.” (1923) “Biz memleket halkı, kişi ve çeşitli sınıf mensuplarını...

Milliyetçilik

Milliyetçilik Ben batı milletlerini, bütün dünyanın milletlerini tanırım. Fransızları tanırım, Almanları, Rusları ve bütün dünyanın milletlerini şahsen tanırım ve bu tanışmam da harp meydanlarında olmuştur, ateş altında olmuştur, ölüm karşısında olmuştur. Yemin ederek size temin ederim ki bizim milletimizin manevi kuvveti bütün milletlerin manevi kuvvetinin üstündedir." (1920) “Millî hedefler, millî irade yalnız bir kişinin düşünmesinden değil, bütün milletin arzularının, emellerinin birleşmesinden ibarettir.” (1923) “Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu saygıyı hissen, fikren, fiilen bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır” (1923) “Gerektiğinde vatan için tek bir kişi gibi tek vücut olmuş azim ve karar ile çalışmasını bilen bir millet, elbette büyük geleceğe layık ve aday olan bir millettir.”(1927) “Ortak millî fikrin, ahlakın, du...

ATATÜRK İlkeleri Cumhuriyetçilik

Cumhuriyetçilik        “Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare cumhuriyet idaresidir.” (1924)        “Bugünkü hükûmetimiz, devlet teşkilatımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilatı ve hükûmetidir ki, onun ismi Cumhuriyet'tir. Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükûmet millettir, millet hükûmettir. Artık hükûmet ve hükûmet mensupları, kendilerinin milletten ayrı olmadıkları ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır.” (1925)        “Cumhuriyet yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet idaresi, faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir.” (1925)        "Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” (1926)        “M...

Dış Ticaret Ve Para Politikası

Dış Ticaret Ve Para Politikası Türkiye, Lozan Barış Antlaşması'ndan sonra yabancı sermayesine karşı olmadığını açıkça ifade etmiştir. Ancak Hükümet Avrupa'nın sanayileşmiş devletlerinin yapacağı yardımın tek yanlı ve pek kuşkulu nitelikte bir yardım olacağından endişe ediyordu. Bu endişenin nedeni o güne kadar yabancı sermayenin Türkiye'deki faaliyetlerinin yanlışlığıydı. Bunun yanı sıra Osmanlı borçları konusunda alacaklıların davranışları da önemliydi. Nihayet borçlar meselesi 23 Haziran 1928'de halledilmiş ve ödenmesine başlanmıştı. Alacaklıların başında Fransa, İngiltere ve Hollanda geliyordu. Bu dönemde makineleşme konusunda Sovyetlerden, demiryolu yapımı konusunda ise Almanya'dan faydalanılmıştır. Mali politikada denk bütçe ve düzgün ödeme ilkelerini benimsemiş olan hükümet para politikasına da sağlam para politikasını benimsemiştir. ATATÜRK'ün; "Maliyemiz milli paranın istikrarını muhafaza prensiplerini tam bir sadakat ve muvaffakiyetle taki...

Sanayi Alanında Gelişmeler

Sanayi Alanında Gelişmeler İmparatorluğun son döneminde modern sanayi hemen hemen yok gibidir. Sanayi ürünlerinin çoğunu dışarıdan temin etmek gerekiyordu. İş yerleri genellikle motorlu olmayan ve makine kullanmayan, çoğunluğu insan gücüne dayalı bir yapıya sahipti. Büyük çapta üretim yapan iş kolları devlete, askeriyeye veya yabancılara aitti. Yerli girişimciler yetersiz ve gerekli sermayeye sahip değildi. Hükûmet ilk iş olarak yabancı girişimlerini satın almaya başlamıştır. Fabrika kurmak isteyen Türk müteşebbislere sermaye temin etmek için 26 Ağustos 1924'te İş Bankası kurulmuştur. Böylece devlet desteğindeki İş Bankası sanayileşme hareketinin öncüsü olmuştur. Sanayileşme alanında atılan en önemli adım 1927'deki "Teşvik-i Sanayi Kanunu"nun 28 Mayıs 1927'de 15 yıllığına yürürlüğe konulmasıdır. Özel sermayeyi sanayileşme alanına çekebilmek için yürürlüğe giren bu kanun, sanayicinin yatırım yapabilmesi için özendirici tedbirler içermekteydi. Sanayinin t...

Tarımın Teşvik Edilmesi

Tarımın Teşvik Edilmesi Osmanlı İmparatorluğu'nda üretim esas olarak tarıma dayalı idi. XVII. yüzyıldan itibaren gerileyen imparatorluğun toprak sisteminde de önemli problemler ortaya çıkmaya başlamıştır. Osmanlı yönetim yapısında meydana gelen değişim tarım alanındaki mülkiyet yapısını da etkilemiştir. Son dönemlerde tarımsal üretimin iyice düşmesi, toplumun temel ihtiyacı olan ürünlerin karşılanamaması sonucu ithalat yapma mecburiyeti doğmuştur. Türkiye Cumhuriyeti bu alanda önemli kararları uygulamaya geçirmiştir. 1923-1929 yılları tarımsal üretim bakımından "altın yıllar" olarak değerlendirebilir. Savaş koşullarında % 50 dolaylarında üretim düşmeleri gözlenen başlıca ürünlerde savaş öncesi üretim hacmine 1923'ü izleyen bir iki yıl içinde ulaşılmıştır. Bu olumlu gelişmede tarıma dönük olumlu politikaların, fiyat ve vergi değişkenleri yoluyla çiftçiler lehine kaynak yaratan uygulamalar belirleyici olmuştur. Çiftçinin durumunun düzeltilmesi için devlet gelir...

Ekonomi Alanında Yapılanlar Türkiye İktisat Kongresi

Türkiye İktisat Kongresi Kongre 17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihleri arasında toplanmıştır. Yapılan bu kongre Lozan görüşmelerine ara verildiği sırada gerçekleşmiştir. Bu kongrede iktisadî gelişme ve yükselme için köklü bir program yapılacağı, ancak bu programın düzenlenmesinde önce iktisatla ilgili olanların bir araya toplanacağı, bunların alacağı kararların programı oluşturacağı ifade edilerek çiftçi, tüccar, amele (işçi), sanayici, banka, şirket temsilcilerinin toplanacağı açıklanmıştır. 1923 Türkiye İktisat Kongresi'nde ATATÜRK ne devletçi ne de özel sermayeye dayalı herhangi bir hazır reçete öneriyordu. Çözüme varmak için bir arayış içine girilmiş, dışarıdaki çeşitli deneyimler incelenip içerideki tartışma ve gelişmeleri değerlendirerek sonuca gidilmek istenmiştir. 17 Şubat 1923'te toplanan Türkiye İktisat Kongresi'nin açılış konuşmasında Mustafa Kemal, ekonomik bağımsızlığın önemine dikkat çekmiştir. Kongrede alınan kararlar özetle şöyledir: Hammaddesi yurt içi...

Kadın Hakları

Kadın Hakları Toplumsal alanda yapılan en önemli yeniliklerden birisi de kadının toplumda hak ettiği yeri almasıdır. Eski toplumsal yapıda kadına verilen değerin yanlış olduğunu ve Türk kadınının toplumda yer almasının gereğini ATATÜRK şu sözleriyle anlatmıştır: "Bir toplum, bir millet; erkek ve kadın denilen iki cins insandan oluşur. Mümkün müdür ki, bir kitlenin bir parçasını ilerletelim diğerini görmezlikten gelelim de kitlenin tümü ilerlemeye imkân bulabilsin? Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin? Şüphe yok, ilerleme adımları, dediğim gibi iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve ilerleme ve yenileşme sahasına birlikte kesin aşamalar yaptırmak lazımdır. Böyle olursa inkılap başarılı olur." 17 Şubat 1926'da Medeni Kanun'un kabul edilmesi kadın hakları alanındaki en büyük inkılâplardan biridir. Bu kanunla; Ailede kadın erkek eşitliğini sağlamaya yönelik çok önemli atılıml...

Uluslararası Saat, Takvim, Rakam Ve Ölçü Birimlerinin Kabul Edilmesi

Uluslararası Saat, Takvim, Rakam Ve Ölçü Birimlerinin Kabul Edilmesi Türkiye Cumhuriyeti'ni, parçası olmaya karar verdiği çağdaş dünyadan ayıran unsurlar arasında takvim ve ölçüler de bulunmaktaydı. Türkiye'de Hicret'i başlangıç olarak kabul eden ve ayları ayın hareketlerine göre ölçen Hicri takvimle, mali işler için bu sistemin düzeltilmiş bir türü olan Rumi takvim kullanılmaktaydı. Bu durum gerek ülke içinde, gerekse Avrupa'yla artan ilişkiler çerçevesinde önemli güçlükler çıkarmaktaydı. Bu nedenle 26 Aralık 1925'da kabul edilen kanunlarla Hicrî ve Rumî takvimler bırakılarak bütün dünyanın kullandığı Miladî takvim kabul edilmiş, 1 Ocak 1926'dan itibaren Türkiye'de miladî takvim kullanılmaya başlanmıştır. Alaturka saatin yerini uluslararası saat almıştır. Yine Mayıs 1928'de, uluslararası rakamlar kabul edilmiş, 1931 yılında çıkarılan bir kanunla da eski ağırlık ve uzunluk ölçüleri değiştirilmiştir. Arşın, endaze, okka, çeki gibi eski ve bölgelere...

Soyadı Kanunu

Soyadı Kanunu Herkesin ailece anılmasına yarayan öz adından sonraki ada, aile adına soyadı denir. Bütün uygar toplumlarda ailenin köklülüğünü belirten soyadları bulunmaktadır. Osmanlı devleti'nin son yıllarında; nüfus artışı, askerlik, tapu, nüfus, miras, adalet, eğitim gibi devlet işlerindeki yoğunluğu beraberinde getirmiş ve soyadının bulunmaması nedeniyle bu alanlarda sık sık karışıklıklar çıkmaya başlamıştır. Toplum ve devlet hayatında ortaya çıkan bu karışıklıklar 21 Haziran 1934'te çıkarılan "Soyadı Kanunu" ile giderilmiştir. "Soyadı Kanunu" ile her vatandaşın kendi öz adından başka, mensup olduğu aileye ait bir soyadı taşıması kabul edilmiş, Türk inkılabının önderi Mustafa Kemal'e de TBMM tarafından 24 Kasım 1934'te çıkarılan bir kanunla "ATATÜRK" soyadı verilmiştir. Yine çıkarılan başka bir yasa ile ATATÜRK soyadının başkaları tarafından kullanılması yasaklanmıştır. Ayrıca 1934'te çıkarılan bir kanunla lâkap ve unvanlar...